Sülüs Hurufat Meşki

Hafız Osman (1052-1110)

Haseki Sultân Cami müezzini Alî Efendi’nin oğludur, H. 1052/M. 1642 yılında İstanbul’da doğmuştur. Çocuk yaşta Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa’nın himayesine girerek fevkalade bir eğitim aldı. Bir yandan da Büyük Derviş Ali’den aklâm-ı sitte dersleri alıyordu. Daha sonra hocasının tavsiyesi ile tilmizlerinden Suyolcuzade Mustafa Eyyubi Efendi’ye devam ederek, H. 1070/M. 1659 yılında, henüz onsekiz yaşında olduğu halde icâzet aldı. 

Bundan sonraki hayatını tamamen yazıya hasreden Hafız Osman, kısa zamanda yazıda kudret kazanmakla beraber, Nefeszade Seyyid İsmail Efendi’den Şeyh tarzı aklam-ı sitteyi yeni baştan meşketmeye başladı. Bu arada Şeyh Hamdullah’ın eserlerini tedkîk ediyor, üslûbunun inceliklerini kavramaya çalışıyordu. Nihayet Şeyh Hamdullah’ı taklîden yazdığı Kur’an-ı Kerim ile rüşdünü ispat ederek, “fenâ fî’ş-şeyh”(Şeyh gibi olmak) seviyesine erişti.

Bu arada Sünbülî Târikatı meşâyihinden Seyyid Alâ’eddin Efendi’ye intisâb ve tekmil-i süluk etmiş olan Hafız Osman, 1672 yılında Sünbülî Târikatı’nın hankahını ziyâret etmek üzere Kahire’ye yaptığı seyahatte, kendine mahsus şiveyi oluşturmaya başladı. 1676 yılında da Hac farîzasını ifâ etmek üzere Hicâz’a yapmış olduğu seyahât ise sanatı açısından dönüm noktası oldu.

Buradaki intibalarıyla aklâm-ı sittede yeni bir yol ortaya çıkaran Hâfız Osman, son derece hürmet ettiği hocası Nefeszâde Seyyid İsmâil Efendi’nin 1679 yılındaki vefâtına kadar bekledi. Ancak bundan sonra, Şeyh Hamdullah’ın yazısındaki Yâkut tesirini nisbeten ortadan kaldıran, harflerin gövde ve duruşlarını son derece sade bir hale getiren yeni tarzı ile yazı yazmaya başladı.

Başlarda tenkit edilmekle beraber kısa zamanda benimsenen, günümüzde de  hat sanatında takib edilen yeni üslûbu ile şöhret kazanan Hâfız Osman, 1694 yılının sonlarında Sultan 2. Mustafa’nın hüsn-i hat muallimliğine tayin edilir. Sohbetlerine ihrâm tarzı bir esvâb ile iştirâk eden hocasına, yazı yazarken hokkasını tutacak kadar saygı gösteren Sultan Mustafa, bu vazifesi karşılığında kendisine mükafat olarak Filibe Kadılığı’nı da – bir rivâyete göre Diyarbakır – ihsân buyurur.

Ömrü boyunca basit bir derviş gibi yaşayıp süs ve gösterişten uzak duran Hâfız Osman, son zamanlarında felç illetinden muzdarip olduğu için çok sevdiği sanatından uzak kalmış ve nihâyet 3 Aralık 1698 tarihinde vefât etmiştir. Ömrü boyunca devam ettiği Sünbül Efendi Dergâhı’nda kılınan cenaze namazını müteakib dergâhın hazîresine defnedilmiş ve mezartaşına, Ağakapılı İsmail Efendi’nin yazdığı kitâbe hakkedilmiştir.       

Sülüs Kıta

Ragıp Tuğtekin (1893-1980 ) h. 1392

Ne himmet kârgerdir ne taleb, ne hüsn-i isti’dâd
Sezâ-yı yâr olmağa da âdemde baht ister

[Ne bütün gücüyle gayret etmek, ne istekli olmak ve ne de kâbiliyet/ murâda kavuşmak için baht açık olacak baht!]

Sülüs Meşk/Karalama

Gani Efendi, Hicri 1287 (M. 1870)

“Halil Safi bin Zühdizade ve Mehmed Şevki talebesi Gani Efendi” ketebeli, Hicri 1287 (M. 1870) tarihli, aharlı kâğıt üzerine is mürekkebi ile sülüs ve icazet hattıyla kaleme alınmış eserde harf birleşimleri karalanmıştır. Ketebe hattatın yazdığı bir Delail’in ketebesinin temrinidir.

Sülüs Ayet

Yusuf Sezer (Hafız) Ketebeli, Hicri 1422 tarihli, Allahım maksadım senin rızanı kazanmaktır yazılı hat levha. 47×39 cm

Yusuf Sezer 15.07.1961 tarihinde Kastamonu ili, Devrekani ilçesi, Baltacak köyünde doğdu. İlk tahsilini köyünde Şenlikpazarı Nahiyesinde bitirdi. İlk tahsilden sonra bir sene içerisinde hafız oldu. 1981῾de İstanbul Gazi Osman Paşa İmam Hatip okulundan mezun oldu.

Hat sanatıyla meşguliyeti, önce abisinin kalemleriyle ilk heyecanını mürekkebe parmak batırıp, reçel zannedip ağzına götürüp tatmakla, diğer bir deyimle ‴mürekkep yalamakla‴ başladı. Nuruosmaniye Camii baş müezzini Hafız Recep Berk 1972῾de ilk hat dersini aldı. Bu dersler Recep Berk῾in vefatına yani 1978 yılına kadar devam etti.

Recep Berk 1977 yılında Üstad Hamit Aytaç῾tan ders alması için takdim etti. Sırasıyla sülüs, muhakkak, reyhani, icaze, tevkii ve tuğra çalışmaları derslerini takip etti. Nesih ve rikayı mütalaa yaparak çalıştı. 1980 yılında icazetini almaya hak kazandığı gün Hamid Aytaç hocadan helallik isteyince: ‴Evlat, Hat sanatına hizmet edersen hakkımı helâl ederim. Bırakırsan kıyamette 10 parmağım yakanda olduğu halde senden davacı olurum.‴ sözü ile vasiyet gereği hattat olarak çalışmalarını devam ettirmektedir.

Sülüs Nesih Levha

Ragıp Tuğtekin (1893-1980 ) “Ya galiben gayra mağlub – Ey mağlup olmayan Galip” Hat ve Ebrusu Ragıp Tuğtekin‘e ait eserin boyutu 32*24 cm‘dir.

Ragıp Tuğtekin Cerrahpaşa semtinde dünyaya geldi. Rüşdî tahsîli esnâsında mektebin resim hocası Şevket Bey(Dağ)’in teşvîki ile resme yöneldi. Karakalem ve yağlı boya resimler yaptığı bu dönemde, bir yandan da Tapu ve Kadastro şeflerinden Müfid Bey’den sülüs, nesih ve rık‘a meşkediyordu. Meşhur hattatların yazılarını taklit ederek, kısa zamanda mahâret kazandı.

Rüşdiyeyi bitirdikten sonra girdiği Sanayi’-i Nefîse Mektebi’nin resim bölümünden mezun oldu. Uzun yıllar Afyonkarahisar Muallim Mektebi’nde resim hocalığı yaptı. Daha sonra bazı nâhiyelerde maarif müdürlüklerinde bulunup bilâhare tekaüde sevkedildi. Bundan sonra bir müddet Güzel Sanatlar Akademisi’nde yazı hocalığı yaptı. Ragıp Tuğtekin aynı zamanda geleneksel Türkiye Gölge Tiyatrosu (Hacivat-Karagöz)’nun önemli temsilcilerinden biriydi.

Osmanlı Katıı Hat Levha / Kastamoni

Aziz Mehmed Rıfai ketebeli, hicri 1322 tarihli, Osmanlı ahşap kesme kat’ı levha
“Ya Hazreti SüNbili Sinan Meded”
Etimolojik kökeni Arapça’da “kesme” anlamına gelen kat kelimesinden gelir. Kat’i sanatı bir süsleme sanatı olup kağıt veya deri üzerindeki yazı istifi, motif veya deseni oyarak çıkartıp cam deri veya kağıt gibi başka bir tabaka üzerine yapıştırmak suretiyle icra edilir. Özellikle 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman Han (1520-1566) döneminde önem kazanan Kat’ı sanatı seyyahlar tarafından Avrupa’ya götürülerek silhouette (gölge resim) sanatının oluşumuna ön ayak olmuştur.
Ölçüler: 38 x 37 cm.

Nesih Levha

Yazılmış alnına her ne ise fi’lin, reddi nâ-kabil; 
Hüner şu defter-i amali, ömrü hoşça dürmektir.
Musaddaktır bu ilam ta ezelden mühr-i hikmetle
Cihana gelmeden maksat şu tatbikatı görmektir.
(Neyzen Tevfik, Tıp Fakültesi Hastanesi, Haydarpaşa, 9 Mart 1337)

Mustafa Bekir Pekten (1913-1994), 1377

Sülüs-Nesih İcazet

Hacızade Sadullah Efendinin İmamzade Seyyid Mehmed Efendi’den aldığı icazet, Hadisi Şerif ; “Allah Güzeldir Güzeli Sever” 18. yy (1750 li yıllar)

Celii Divani Hadis

Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Hadis-i Şerif, Yazı boyutu ;20*15 cm, Mustafa Ketebeli levhanın altında şiir şeklinde osmanlıca açıklama yer almaktadır.

Sülüs Kıta

Yusuf Hakiki Baba divanından, 74*45 cm, Senem Demirci, 1436, Tezhib; Ayfer Demir

1984 yılında Çorum’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini aynı şehirde tamamladı. 2008 yılında Çorum’da Mesut Karaca ile başladığı hüsn-i hat eğitimine aynı yıl Hattat Mehmet Memiş hocadan mektup ile devam etti. 2011 yılı itibariyle Klasik Türk Sanatları Vakfı bünyesinde hocanın derslerine katıldı ve sülüs, nesih yazılarını meşk ederek 2018 yılında icâzet aldı. Halen Mehmet Memiş hocanın ihtisas derslerine devam etmektedir. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü hat ana sanat dalından 2016 yılında mezun oldu ve aynı yıl yüksek lisans eğitimine başladı. Lisans ve yüksek lisans eğitimi boyunca Hattat Davud Bektaş’tan sülüs, nesih ve Hattat Ali Toy’dan rık’a ve divanî yazılarını meşk etti ve halen hocalarından istifade etmeye devam etmektedir. Lisans eğitimi sırasında yan dal dersi olarak, Mustafa Çelebi hocadan üç yıl tezhip eğitimi aldı. 

Klâsik Türk Sanatları Vakfı’nda Mehmet Memiş hocanın asistanlığını yapmakta aynı zamanda İsmek Türk İslâm Sanatları Merkezi Temel Bölümü’nde hüsn-i hat eğitimi vermektedir. (ketebe.org)

Nesih Levha

Nazar Duası; Kalem Suresi 51. ve 52. Ayetler, 22*22 cm, 1391, Mustafa Bekir Pekten (1913-1994)

Kayseri Beyi’nin sancakdârlarından olan dedesine nisbetle “Sancakdâroğlu” künyesiyle tanınan tüccârdan Mehmed Efendi ile Emine Hanım’ın oğlu olarak H. 1331/M. 1913 yılında İstanbul, Sirkeci’de doğdu. (Ağustos ayında doğmuştur) Âşiyan Mekteb-i İbtidâ’îsi’nde başladığı eğitimine, daha sonra Reşid Paşa İlkokulu’nda devam etti. Ancak babasının isteği ile 1926 yılında beşinci sınıfta iken öğrenimini bıraktı. Bir müddet babasının mâ’iyetinde ticâret, oto radyatör tamirciliği ve yedek parça işi ile uğraştı. Babasının vefâtından sonra işlerini devralarak, nakliyecilik ve kereste ihrâcâtı ile meşgul oldu. Emekli olup işlerini tasfiye ettikten sonra kendisini tümüyle yazıya hasredip bu hâl üzere iken 1994 yılında vefât etti.  (ketebe.org) 

Nesih Levha

“Ya men Latifu Lem yezel ultuf binâ fimâ nezel
Entel Kaviyyi neccinâ ankahrike yevmel halek
Li hamsetün utfibiha harrel veba el hatima
El Mustafa vel murteza vebmahuma vel Fatima”

“Ey zail olmayan Latif! Devamlı lütf-u keremin çoktur.
Bize inen bela musibet hakkında, bize lütfet.
Sen güçlüsün ya Rabbi! Kuvvet sahibisin, kadirsin.
Yevm-i halel olan kıyamet gününden ve dünyadaki tehlikeli günlerden bizi kurtar.”

Lİ HAMSETÜN: Benim için beş kişi var,
HARREL VEBA-İL HATİME: O ateş ki; her şeyi kırıp atan ateştir; hastalıklardır, kederdir, elemdir, beladır, musibettir. Beş kişi var, onlarla, -ya Rabbi Senin izninle- o ateşi söndürüyorum.
EL-MUSTAFA: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam.
VEL-MÜRTEZA: Hz. Ali (ra)
VEBNAHUMA: Hz. Hasan (ra), Hz. Hüseyin (ra)
VEL-FATIMA: Hz. Fatıma (ra)’dır.
34*26 cm

Kufi Besmele

Akkase Ebru; 23*32 cm, Beki Almaleh (1931-2017)

1931 yılında İstanbul’da doğdu. 1949 senesinde Musevi Lisesi’nden mezun olduktan sonra sekiz yıl Singer Sewing Machine Company’de, 27 yıl da Mobil Oil Türk A.Ş. Muhasebe ve Mali İşler Direktörü Sekreteri olarak çalıştı. 1984 senesinde emekli oldu.

1987 ve 1988 senelerinde seramikçi ve ressam Seniye Fenmen ile karakalem ve suluboya çalıştı. 1988 senesinde Yıldız Sarayı’na bağlı “Türk Kültürüne Hizmet Vakfı”nın, Emekli Deniz Albayı Nusret Hepgül’ün yönetiminde açtığı ebru kursuna katıldı. 1989 ve 1990 senelerinde toplam yedi ay hocaları Nusret Hepgül’ün ebru derslerine, Mayıs 1992’de de Kanada’da üniversite öğretim üyesi Arkın Allen’in ebru derslerine devam etti.. (Toplam 200 ders saati)

Sanatçının eserleri yurt içi ve yurt dışında çeşitli yayınlarda ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır.

Eserlerinden birkaçı Süleymaniye Kütüphanesi’nin “Günümüz Ebrucuları Bölümü”nde, iki eseri Çin’de Urumchi Sanat ve Eski Eserler Müzesi’nde ve beş eseri ABD’nin Chicago kentindeki “The Newberry Library” Kütüphanesi’nin Norma Rubovitz Koleksiyonu kısmında görülebilir.

Birkaç eseri Türk Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı ve Türk Kültürüne Hizmet Vakfı tarafından tebrik kartı olarak bastırıldı.

Bir eseri UNICEF tarafından 2001 senesinde İsviçre’de Uluslararası bir komite tarafından seçildi ve tebrik kartı olarak bastırıldı.

Sülüs-Nesih Levha

Ayet el Kürsi, 54*40 cm, Fuat Başar, 1441

1953 yılında Erzurumda doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini tamamladıktan sonra memleketindeki Tıp Fakültesi’ne girdi. kendi ifadesine nazaran, 1976’da bir gün bir sahaf dükkanında gördüğü Mahmud Yazır Kalem Güzeli adlı eserinin etkisiyle hüsn-i hatta merak sarıp marangoz kalemiyle yazı meşkine başladı. Yine aynı kitapta gördüğü ebrulardan da etkilenen sanatkar, yeni yayınlanmış olan Ebru kitabının yazarı Uğur Derman ile iletişime geçerek, Hamid Aytaç’tan mektup yoluyla sülüs ve nesih meşkine başladı. Ayrıca üstad Mustafa Düzgünman’dan da aynı şekilde ebru sanatının inceliklerini öğrenmeye çalıştı.

Ancak kendi çabaları ile yaptığı denemelerden istediği sonucu alamıyordu. Nihayet içindeki sanat aşkına engel olamayınca staj aşamasında fakülteyi terkederek 1980’de İstanbul’a yerleşti. İlk işi Hamid Aytaç’tan yazı meşkini  tamamlamak oldu. O senenin 10 Eylül günü icazet aldı. Ancak öğrenci kabul etmeyen Mustafa Düzgünman’dan 1989’da ebru icazeti alabildi.

İcazet aldığı tarihlerden itibaren profesyonel hattat ve ebrucu olarak hayatını sürdürmekte olan Fuat Başar, yazı sanatında dünya çapında, ebru sanatında ülke çapında önemli sanatcılar yetişdirdi. 100’ün üzerinde yurt içi ve yurt dışı karma ve ferdi sergiler açtı. Özellikle ebru fizikokimyası başta olmak üzere ebrunun her yönü ile ilgili araştırmalarını sürdürmektedir. (ketebe.org)

Sülüs Kelime-i Tevhid

Hüseyin Gündüz, 1425, 50*50 cm

Kayseri’de doğdu (1961).
Hamid Aytaç ve Kemal Batanay’dan Nesih, Sülüs, Ta’lik dersleri aldı (1976-1982).
Mimar Sinan Üniversitesi bünyesindeki Hat derslerine katıldı (1982-1984).
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu (1984).
Prof. Emin Barın ile Hat Sanatının incelikleri, yazı tetkiki, Kufi, Divanı yazı ve yazı restorasyonu konusunda çalışmalar yaptı (1980-1987).
Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Hat Anasanat Dalı’nda Araştırma Görevlisi oldu (1985).
“Şeyh Hamdullah ve Karahisari Ekollerinin Karşılaştırılması” konulu tez ile Yüksek Lisans aldı (l988).
Hat Sanatının Estetik Öğeleri Konulu tez çalışması ile Sanatta Yeterlik (Dr.) yaptı (1994).
Prof. Dr. Ali Alpaslan ile hat konusunda çalışmalar yaptı.
Yrd. Doç. oldu (1996).
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Hat Anasanat Dalı Başkanı oldu (1996).
Halen Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Hat Anasanat Dalında öğretim üyesi olarak görevini sürdürmektedir.
Yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli sergilere katıldı. Yerli ve yabancı devlet adamları ve tanınmış kişilere tuğra yapmıştır.
Sadberkhanım Müzesinde, yerli ve yabancı koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.
Sadberkhanım Müzesi, Sevgi Gönül, Sakıp Sabancı, Erdoğan Demirören ve diğer bazı özel kolleksiyonlarda bulunan el yazmalarının restorasyonlarını yaptı.
Geleneksel Türk sanatları ile ilgili bilimsel ve sanatsal çalışmalarına devam etmektedir.

Celii Divani Özel İsim

Hat: Savaş Çevik, 1415, Ebru: Beki Almaleh, 29*33 cm

1953 yılında Akseki (Antalya)’da doğdu.1976 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Grafik Bölümünden Yüksek Lisans diploması alarak mezun oldu.Aynı yıl, hocası Prof.Emin Barın’ın asistanı olarak aynı bölümde öğretim üyeliği görevine başladı.1983 yılında Lâtin Yazısı konusundaki doktora çalışmasını tamamladı.1987’de Yard.Doçentliğe atanarak ‘Yazı Tasarımı’ konusunda ihtisaslaştı.

Hat Sanatı konusundaki çalışmalarına 1973 yılında; son yüzyılın ünlü hattatları olan Kemal Batanay’dan rik’a ve tâlîk, Hâmit Aytaç’dan sülüs ve nesih yazılarını meşkederek başladı. Her iki hattatın ölümlerine kadar hat öğrenimini sürdürdü. Sonraları hattat Prof.Ali Alpaslan ile dîvânî ve celî dîvânî yazılarını meşketti. Bu arada hocası Prof.Emin Barın ve hat uzmanı Prof.Uğur Derman ile hat konusundaki bilgi ve görgüsünü artırdı. 1986’da İslâm Tarih,Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi(IRCICA)’nın düzenlediği Uluslararası Hâmit Aytaç Hat Yarışması’nda, birincilik ile iki adet mansiyon ödülü başta olmak üzere hat ve grafik konusunda yurtiçinde ve dışında otuz civarında değişik ödülleri bulunmaktadır.
Hat sanatı konusunda Türkiye ve diğer ülkelerde,çeşitli koleksiyonlarda; levha,hilye, tuğra ,cami yazısı, ferman v.b. formlarda çeşitli eserleri bulunmaktadır.

Sanat çalışmalarının yanısıra, üniversite öğretim üyeliği görevini de sürdüren sanatçının, Lâtin Yazısı ve kaligrafi konularında da çeşitli eserleri bulunmaktadır. Bu konuda ticari çalışmaları ile birlikte, yerli ve yabancı birçok devlet başkanına ve idarecilere verilen berat,hediye,diploma, belge gibi kaligrafik çalışmaları da önemli bir yer tutmaktadır.

Hat sanatında klasik çalışmaları ile birlikte kendisine özgü geliştirdiği modern tarzdaki uygulamalı çalışmalarına devam ederken; teorik çalışma ve yayınları ile, hat kursları, jüri üyelikleri,yazı ve imza konusunda bilirkişilik çalışmalarını da sürdürmektedir. Bugüne kadar hat konusunda çeşitli ülkelerde 22
kişisel sergi gerçekleştirmiş ve 48 karma sergiye katılmıştır.

Halen İstanbul’da yaşamakta olan sanatçı, 2002 yılında kendi isteği ile emekliye ayrılmıştır. 2004 yılında Haliç Üniversitesi’nde Grafik Bölümünün kuruluş
Çalışmalarını gerçekleştirmiş olup bu bölümde öğretim üyeliği görevine başlamıştır.
Bu görevi yanı sıra 2005 yılında Doğuş Üniversitesi’nin Grafik Bölümünde de ek olarak eğitim vermeye başlayan sanatçı her iki üniversitedeki eğitim görevi ile birlikte İstanbul’daki özel atölyesinde hat ve kaligrafi çalışmalarını sürdürmektedir.

Müsenna Sülüs Levha

“Edeb Ya Hu”, 41*41 cm, Levent Karaduman, 1431

1978 yılında BARTIN’da doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra İstanbul’a yerleşti. Orta ve lise eğitimi ile birlikte İslamî ve Arabî ilimleri tahsil etti. 12 yıl süren tahsili esnasında 1992 yılında eski hat örneklerini inceleyerek çalışmalar yapan sanatçı 1995 yılında hattat ve ebrucu Fuat BAŞAR’ dan sülüs ve nesih hat meşkine başladı. 2003 yılında icazet alarak özgün eserlerini yurtiçinde ve yurtdışında açılan sergilerle sanatseverlerin beğenisine sundu. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda hat hocalığı yaptı. Hat sanatını estetik açıdan çizgi bilimi olarak değerlendirip bu alanda araştırmalar ve incelemelerde bulunmaktadır. Yurtiçinde ve yurtdışında bir çok özel koleksiyonda eserleri bulunmakta olup, çoğu birbirinden farklı şekilde tasarlanmış 136 hilye-i şerif, 50 civarında istif, aralarında Şekerzade Mehmet Efendi ve Derviş Ali gibi üstadlarında bulunduğu 50 civarında Kur’an-ı Kerim, kıt’a ve hilye-i şerif’i restore, tashih ve taklid ederek eksiklerini tamamladı. Celi sülüste Sami efendi, sülüs-nesihte Mehmet Şevki Efendi ekolünü takip eden Levent Karaduman, tarih boyunca yapılmış olan 1000 civarındaki besmele istifine ilaveten 18 yeni besmele istifi yaptı. Çeşitli cami, çeşme, tekke ve türbelerde de eserleri bulunmaktadır. Klasik hat sanatı çizgisi dahilinde modern ve çağdaş eserler üretmeye devam sanatçı, çalışmalarına Küçükayasofya’ da bulunan atölyesinde devam etmektedir.

Sülüs Levha

“Hiç” 30*50 cm, Aydın Köse, 1441

Hattat Aydın KÖSE 1966 Aksaray doğumludur. 1994 yılında Kırıkkale Üniversitesi’nden mezun olmuştur. 1999 yılında Hüsn-i  Hat çalışmalarına Hattat Doğan Çilingir ile başlamış ve 2003 yılında sülüs, ve nesih icazetlerini Hattat Doğan ÇİLİNGİR, Hattat Fuat BAŞAR ve Hattat Adem SAKAL’ dan almış ve celi sülüs meşkini Hattat Fuat BAŞAR’ dan tamamlamıştır. Ayrıca talik meşkine de Fuat BAŞAR ile devam etmektedir.

Sanatçı yurt içi ve yurt dışında birçok etkinliklere katılmış, özellikle yurt dışı sergilerde ülkemizi Hüsn-i Hat sanatı alanında temsil etmiştir. Şangay, Darüsselam, Saraybosna ve Paris sanatçının bulunduğu şehirlerden bazılarıdır.

 Hattat Aydın KÖSE çalışmalarına ANKARA’ da atölyesinde öğrencileriyle birlikte devam etmektedir. Sanatçının eserleri Hüsn-i Hat koleksiyoncuları ve tezhip sanatçılarında bulunmaktadır. Bununla birlikte 2009 yılı Devlet Türk Süsleme Sanatları yarışmasında eseri sergilenmeye layık görülmüştür.

Sanatçı Kültür ve Turizm Bakanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi Başkanlığında Kültür Bakanlığınca tespit edilen usta yetiştirici seçiminde Hat Sanatı Komisyonu üyesidir. Farsça ve İngilizce bilmektedir.

Sülüs Levha

“Ya Rahman”,23*25 cm, Prof. Dr. Fevzi Günüç (1956-2013), 1426, Tezhip; Belgin Sunar, 2006

1956 yılında Konya’da doğdu. Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nden 1979 yılında mezun olduktan sonra Mevlana Müzesi’nde asistanlık yapmaya başladı. 1982 yılında Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesih yazılarını meşke başladıktan bir müddet sonra fahri olarak Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde hat dersleri vermeye başladı.

1986’da müzeden ayrılarak Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde hüsn-i hat okutmanı olarak çalışmaya başladı. 1987 yılında yüksek lisans eğitimini, 1991 yılında da “XV.-XX. YY. Arasında Osmanlı Dini Mimarisinde Celi Sülüs Hat Uygulama ve Teknikleri” adlı teziyle doktorasını tamamladı.

1993’te Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesihten icazet aldı. Aynı sene yardımcı doçent, 2002 yılında doçent oldu. 2003-2005 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin dekanlığına vekalet etti. 2005 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi GTES bölüm başkanlığına getirildi. 2007 yılında da profesör unvanını aldıktan sonra Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’na tayin edildi. Her iki görev de uhdesinde iken 22 Nisan 2013 tarihinde vefat etti.    (ketebe.org)

Ebru; Üçlü Papatya

Mustafa Düzgünman, 27*42 cm

Azîz Mahmud Hüdâyî Camii imâmı Sâ’im Efendi’nin oğlu olarak 9 Şubat 1920’de Üsküdar Sultantepesi’nde doğdu. İlk mektebi bitirdikten sonra babasının Üsküdar çarşısındaki aktar dükkânında çalışmaya başladı. Dönemin önde gelen hattat ve mûsıkîşinâslarının uğrak yeri olan bu dükkândaki tecrübeleri, içindeki san‘at aşkının alevlenmesini sağladı.

Nitekim bunu farkeden annesinin dayısı Necmeddîn Okyay’ın teşvîkiyle 1938’de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Türk Tezyînî Sanatları Bölümü’ne kaydoldu. Burada Necmeddîn Okyay’dan eski tarz cild ve ebrû san‘atlarının inceliklerini öğrendi. Kabiliyeti ile kısa zamanda dikkati çekmesine rağmen, savaş döneminin ağır şartları sebebiyle okulu bırakıp tekrar baba mesleği aktarlığa döndü.

Babasının 1953’teki vefâtında uhdesindeki Azîz Mahmud Hüdâyî Dergâhı’da türbedârlık hizmetine ta’yin edilen Mustafa Düzgünman, 1979’a kadar yirmi altı yıl hizmete devam ettiği gibi vefâtına kadar da esnâflık yaptı. Ayrıca Azîz Mahmud Hüdâyî Cami’nde uzun yıllar cuma kameti okudu. Ramazân’larda terâvih namazı aralarında okunan ilâhîleri icrâ ederdi. Bir Çarşamba gününe tesâdüf eden 12 Eylül 1990 tarihinde vefât ederek Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi. (ketebe.org)